EM BAZUKA HABERLERİ ÜSTÜNE
13.09.2013 10:24
Öncelikle Reuters haberine göre Gelişen Piyasalar bir fon kuracak ve bu fonun büüyklüğünün 1.2 trilyon dolara çıkabileceği konuşuluyor. Bu haberin orijinali geçen yıldan beri dolaşımda olan BRICS bankası. Birçok kez servis edilmesine rağmen bir türlü aslı astarı var mı anlamadık. Çoğu zaman ülkeler buna farklı cevaplar verebiliyorlar. Örnek olarak, Hintli yetkiliye inanmak gerekirse bu fon/banka kuruludu kurulacak ancak Brezilya bunu hafta sonu net bir dille reddetti. Üstelik benim Cuma günü hem Hint Başbakanı hem de MB Başkanı’ndan dinlediğim kadarıyla alınacak tedbirler arasında böyle bir şey yok. Açıkçası bu tarz bir fon vs olacak mı bilemem ama olacaksa da bahsedilen trilyonluk rezerv rakamı abartı gibi görünüyor. Bunun olması için Çin’in diğer ülkelerden hayli fazlaca rezervi buraya plase etmesi gerekecek. Oysa bu görüş büyük ihtimalle Çin’in rezerv yapısının bilinmemesinden kaynaklanıyor. 3.4 trilyon dolar rezervi var diye bunu her an istediği yere aktarabilecek bir yapısı yok Çin’in. Kaldı ki bunun neredeyse 2 trilyon dolara yakın kısmı yabancı yatırım. Ülkenin varlığı değil, yükümlülüğü. Yine fena sayılmayacak bir tutar da (tam olarak miktarı bulamadığım için böyle dolaylı sifatlar kullanıyorum)
ülkeden çıkmayan karlardan kaynaklanıyor. Bildiğinizi gibi ülkede sıkı sermaye hareketi kontrolü var. Bir diğer göz önünde bulundurulması gereken faktör de bu rezervlerin nasıl yaratıldığı. En basit mekanizmayla, ekonomik aktörler döviz biriktiriyorlar ve Çin Merkez Bankası bu dövizleri Renminbi basarak onlardan bankalar yoluyla alıyor ve karşılığında yeni para yaratmış olmamak için bono ihraç ederek bunları bankalara veriyor ve sterilize etmiş oluyor. Bu durumda bankanın elindeki dövizleri BRICS uğruna feda etmesi için son derece sert bir ‘easing’ moduna geçmiş olması gerekecek keza bu aslında genişleme demek olacak. Bir diğer hikaye de Fed bilançosu ya da diğer easing moduna geçenler ile Çin’e giden yabancı menşeli krediler arasındaki korelasyon. İkisi gerçekten birbirine benziyor. Kabaca diyebiliriz ki, ucuz krediler Çinli şirketler tarafından alınıyor, ülkeye giriyor ve kimileri hedge ediliyor kimileri de edilmiyor. Ama sonuç olarak bu şirketlerin yükümlülükleri PBOC’nin hesabına geçmiş oluyor. Bu kredileri de birer varlık gibi yazmak ya da görmek makul değil. Neresinden bakarsak bakalım dünyada hiçbir finansal aktör bu denli özgür değil. Günün sonunda böyle bir varlık hayata geçmez diyemiyorum, çünkü karşıma bir ajansı alabilecek muhabir kadrom yok takdir edersiniz ki. Diğer yandan, böyle bir kuruluş hayata geçerse belki sonuçlar ne olabilir ona bakmak lazım gelebilir.
Başlangıç olarak her ülkenin 20’şer birim rezerv ile savunma yapması ile birkaç ülkenin birleşik ve aynı miktarla savunma yapmasının farkı nedir onu kestiremiyorum. Mesele alışık olduğumuz şekilde ‘biz hele bir bazuka gösterelim de nasıl olsa kullanmaya gerek kalmaz’ ise onu da tartışırız ancak kombine savunma ile klasik tek tek defans farkı psikolojinin ötesinde biraz belirsiz bir durum. Ayrıca bir ülkenin kendi rezervini hangi şartlarda diğer ülkenin kullanımına sunabileceği konusu da bence çok karışık. Bir birlik olan Avrupa’nın dahi bunu başaracak aşamada olmadığını hep beraber gördük. Putin’in bir olası Brezilya finansal atağı sırasında Dolar’a çevrilmiş Rubleler’inin eriyişini seyretmesini pek hayal edemiyorum. Bir diğer kaygı da aslında sorunun kaynağı. Çok kısaca koymka gerekirse, ülkelerin sermaye hareketlerinin sıkıştığı ya da tersine döndüğü zamanlarda dolar likiditesi ve stoku üstünden hit darbe aldıklarını düşünürsek bu hareketin nasıl bir faydası olabilir kestirmek güç. Eğer yapılan işlemlerden sonra dolarlar çoğalabilseydi belki o zaman makul olurdu ancak dolar üretmeyecek bir bilanço oyunu sonrasında tek yönetilebilecek şey bazı ülkelerin dolar likiditesi olabilir. Eğer böyle zamanlarda hedefte tek bir ülke olsa belki de bu araç muhteşem çalışırdı ki zaten o zaman böyle bir mekanizma kurmazlardı. Sonuç olarak, stres anlarında yaşanan baskı tüm ülkelerde hissedildiği için toplam stresin yine azalmayacağı fikrindeyim. Bu ülkelerin biraraya gelip bir finansal varlık vs kurabileceklerini düşünüyorum ancak açıkçası ne kadar işe yarayacağı konusunda emin olamıyorum. Ortak yükümlülükler üstünden bir bono basılması vs gibi ileri önlemler alınması durumunda ise başka bir hikaye ile karşı karşıya oluruz muhtemeler ama bu sefer de bu bonoları kimin alacağı ve günün sonunda dolar ihtiyacının bir süreliğine karşılansa da yükümlülüğünün de artacağı gözden kaçmamalı.
Aslına bakılırsa bu işi değil ancak daha iyisini yapmaya çalışan ülkeler var. LATAM ülkeleri (210 milyon nüfus ve bölgenin GSMH’sinin 1/3’ünü temsil eden ülkeler) biraraya gelip sınırları kaldırııyorlar. Pasifik Ortaklık Grubu (Meksika, Kolombiya, Peru, Şili ve devamında Kosta Rika + Panama bekleniyor) gümrük tarifelerini sıfırlayarak çok önemli bir adım atıyorlar. Bu heyecan verici hikayenin devamını görmek gerçekten enteresan olacak. Ülkeler hakkında süper bilgilerim olmadığı için bir süre sonra kritik üstünlükleri olan ülkeler diğerlerini sömürmeye mi başlar yoksa bu sinerjiden canlanmış bir ticaret ve mobil hale gelerek çarpan etkisi yaratan birere sermaye/iş gücü piyasası mı çıkar kestiremiyorum. Ancak iyi bir hikaye aranıyorsa burada var, onu da not ediyorum.
YASAL UYARI: Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu rapor ve yorumlardaki yazılar, bilgiler ve grafikler, ulaşılabilen ilk kaynaklardan iyi niyetle ve doğruluğu, geçerliliği, etkinliği velhasıl her ne şekil, suret ve nam altında olursa olsun herhangi bir karara dayanak oluşturması hususunda herhangi bir teminat, garanti oluşturmadan, yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla derlenmiştir. İş bu raporlardaki yorumlardan; eksik bilgi ve/veya güncellenme gibi konularda ortaya çıkabilecek zararlardan Akbank T.A.Ş., Ak Yatırım Menkul Değerler A.Ş., Ak Portföy Yönetimi A.Ş. ve çalışanları sorumlu değildir. Akbank T.A.Ş., Ak Yatırım Menkul Değerler A.Ş., Ak Portföy Yönetimi A.Ş her an, hiçbir şekil ve surette ön ihbara ve/veya ihtara gerek kalmaksızın söz konusu bilgileri, tavsiyeleri değiştirebilir ve/veya ortadan kaldırabilir. Genel anlamda bilgi vermek amacıyla hazırlanmış olan iş bu rapor ve yorumlar, kapsamı bilgiler, tavsiyeler hiçbir şekil ve surette Akbank T.A.Ş., Ak Yatırım Menkul Değerler A.Ş., Ak Portföy Yönetimi A.Ş 'nin herhangi bir taahhüdünü tazammum etmediğinden, bu bilgilere istinaden her türlü özel ve/veya tüzel kişiler tarafından alınacak kararlar, varılacak sonuçlar, gerçekleştirilecek işlemler ve oluşabilecek her türlü riskler bizatihi bu kişilere ait ve raci olacaktır. Hiçbir şekil ve surette ve her ne nam altında olursa olsun, her türlü gerçek ve/veya tüzel kişinin, gerek doğrudan gerek dolayısı ile ve bu sebeplerle uğrayabileceği her türlü doğrudan ve/veya dolayısıyla oluşacak maddi ve manevi zarar, kar mahrumiyeti, velhasıl her ne nam altında olursa olsun uğrayabileceği zararlardan hiçbir şekil ve surette Akbank T.A.Ş., Ak Yatırım Menkul Değerler A.Ş., Ak Portföy Yönetimi A.Ş. ve çalışanları sorumlu tutulamayacak ve hiçbir şekil ve surette her ne nam altında olursa olsun Akbank T.A.Ş., Ak Yatırım Menkul Değerler A.Ş., Ak Portföy Yönetimi A.Ş. çalışanlarından talepte bulunulmayacaktır.
Kullanmakta olduğunuz tarayıcının otomatik çeviri, kelime filtreleme özellikleri veya metin eşleştirme yapan 3.parti yazılımlar vb. metin farklılıkları sağlayacak otomatik ayarlar sebebiyle bu sayfada yer alan metinde anlam bütünlüğünü bozabilecek ifadeler bulunabilir. Böyle bir durum ile karşılaştığınızda musteri.memnuniyeti@akyatirim.com.tr adresine e-posta iletebilirsiniz.